MAKALELER
VALUE FOR MONEY” Nedir? Türkiye`de Nasıl Çalışır? “Adam amele, aldığı para belli ama içtiği sigara Marlboro” gözlem ve tespitini bıktırıcı kez dinlemişizdir. Ancak bu aşinalık, yukarıdaki tespitin önemini azaltmaz. Bu laf Türk halkının tüketim alışkanlıkları hakkında çok önemli bir gerçeğin ipuçlarını vermekte, bu ipin ucunu çekip arkasındakini göremeyen firmalar ciddi
(Para Dergisinin bir kapak konusu için çeşitli yazılardan karışık olarak derlenmiş görüşler) Son zamanlarda marka konusu giderek daha fazla tartışılıyor. Ya endüstrimiz konunun önemini kavradı, ya da ben marka konusuna fazla taktığım için bana öyle geliyor. Bu tartışmalar içinde bazı markalarımız öne çıkıyor, bunların dünyada kazandığı başarılar anlatılıyor, dünya markası
“Bir Ülke Sahip Olduğu Markalar Kadar Zengindir” İddialı, düşündüren bir başlık ve cazip görünen bir konuşmacı listesi…İlk izlenim, Reklamcılar Derneği`nin adına yakışır iyi bir iş yaptığı şeklindeydi. En başta da Kristal Elma yazınca doğal olarak standart yükseliyor yani. İşte bu duygularla salonda yerimizi aldık. Peşinen söyleyim sonuç benim için tatmin
Marka üzerine sağda solda yaptığım konuşmalarda dinleyicilerle tam fikir birliğine varamadığımız konuların başında markanın sınırları geliyor. Yeni ürünlere, yeni pazarlara girerken nerelerde mevcut markamızı kullanmalı, nerelerde yeni marka inşasını düşünmeliyiz? Bu dünyada da çok tartışılıyor. Gördüğüm kadarıyla genelleme yapmak pek mümkün değil. Her vakayı kendi koşullarında değerlendirmek gerekiyor. Bu yüzden
Necip Akar 20. yüzyılda Türk markaları konusunda Necip Akar ile başlamak istiyorum. Kendisi hakkındaki bilgilerimiz çok kısıtlı. Ancak Türkiye`de marka iletişiminin öncülerinden olduğuna kuşku yok. Bir deniz kazasında boğulmasaydı, Türkiye markalar ligi çok farklı olurdu diye düşünüyorum. En azından yabancı markalar karşısında bu kadar kolay teslim olmazdık. Temizliğin öncü markaları
Bir süredir yazmak istediğim konular üst üste birikince hepsini bir kerede aradan çıkarmak düşüncesiyle klavyeye sarıldım. İşte son döneme ait kısa notlar ve bazı öneriler: Tofaş Tofaş`ın basketboldaki şampiyonluğundan büyük keyif aldım. Geçen yılki seride de Ülker`i desteklemiştim. Çünkü Türkiye`deki basketbol atılımının öncüsü Efes`in oyun tarzını artık birçokları gibi ben
Konu başlığımız tarihsel süreç içinde olsa da ben markaların hikayesini değil, bugününü anlatmaya çalışacağım. Son zamanlarda marka konusu giderek daha fazla tartışılıyor. Ya endüstrimiz konunun önemini kavradı, ya da ben marka konusuna fazla taktığım için bana öyle geliyor. Bu tartışmalar içinde bazı markalarımız öne çıkıyor, bunların dünyada kazandığı başarılar anlatılıyor,
Marketing Türkiye’nin 15 Şubat 1999 tarihli sayısında çıkan ‘Hak edene hakkını teslim etmek’ başlıklı yazıya cevaben Öncelikle Marketing Forum 1998’de yaptığım konuşmaya  Zeki Triko yetkililerinin duyarlılık gösterip yanıt vermesine, pazarlama camiası adına sevindiğimi belirtmek istiyorum. Ailemizin gelişimi için düzeyli tartışmalara ihtiyaç vardır. Maalesef mevcut tartışmalar, ajansların hırsızlık iddiaları ve kişisel
Neden Büyük Türk Markaları yok? Nasıl Olur? Marka Üzerine Seri Atışlar…   2000`lere az bir zaman kala Türkiye`de marka konusu giderek gündemin üst sıralarına yükseliyor. Basında “neden bizim başarılı markalarımız yok?” veya “Türk markaları dünyanın neresinde?” türü yazılar daha sık görülüyor. Fasonculuktan bıkan tekstilcilerimiz başta olmak üzere, Kuzey komşularımızda yakaladıkları
Geçmişin bina, baraj, fabrika çekimlerinden oluşan banka reklamlarının yerini son dönemlerde eğlenceli dizilerin almasından izleyici olarak ziyadesiyle memnunum. Hem film olarak çok kaliteli yapımlar, hem de çoğu banka reklamlarında en sevdiğim sanatçılar oynuyor. Eminim Türk halkı da kendisine baygınlık geçirten bazı promosyon duyuruları yerine dizi banka reklamları izlemekten memnun. Kanallar,