Temel Aksoy teknolojiyle değişen iş ortamları için yeni görgü kuralları oluşturmak amacıyla blogunda bir girişimde bulundu. (http://www.temelaksoy.com/yazilar/calisma-ortami-ve-kariyer/Yeni-Nesil-Gorgu-Kurallari)
Bir süredir çoklu görev (multitasking) meselesine kafa yoran, daha doğrusu muzdarip olan biri olarak, yazdıkları benim de ilgimi çekti ve bu önemli konuyu fazla okunmayan bir blogdan alıp köşemde Türk ve dünya pazarlama entelektüellerinin dikkatine sunmaya karar verdimJ. İlk tepkiler de çok olumlu. Taslaklarını fikir almak için gönderdiğim Philip Kotler’in asistanı yazılanları çok beğendiklerini ve Bay Kotler’in bu konuda benimle bir ortak kitap yazmayı düşündüğünü söyledi. Üstat ile görüşmek istedim ama yaşam destek ünitesine bağlıymış. Kısmet olmadı.
Sevgili Temel okurlarından gelen yorumları derleyip yeni dönemde nelerin “görgüsüzlük” olarak adlandırılması gerektiğini sıralamış. Örneğin:
- Bir toplantı sırasında bilgisayarda kendi işlerini yapmak
2. Bir toplantıda, sinema ya da konser gibi bir ortamda cep telefonunu sessize almamak.
3. Bir toplantıda, arkadaş ve aile buluşmasında cep telefonuyla “oynamak”.
4. Toplantıya katılıp konuşulanları dinlememek.
5. E postalarda baştan savma ve laubali bir dil kullanmak.
6. Toplantıyı başka bir iş nedeniyle bölmek, insanları bekletmek.
7. Önceden iptal olmuş toplantıları katılımcılara zamanında bildirmemek
8. Toplantıda gruptan koparak yanındakiyle konuşmak, fısıldaşmak.
Ünlü blog yazarları Brenna Ehrlich ve Andrea Bartz’ın sanal dünyanın nezaket ve görgü kurallarıyla ilgili ilginç saptamalarını da eklemiş Temel:
- Ayaküstü tanıştırıldığınız birisine, ertesi sabah sosyal paylaşım sitesinde “arkadaşlık teklif etmek”.
10. Fotoğraf albümlerinizdeki kişileri kendilerine sormadan yayınlamak ya da isimlendirmek.
11.Twitter’da arkadaşlarınızla sohbet etmek.
12. Arkadaşlarınıza kendi blogunuzu, grubunuzu, internet sitenizi beğenmeleri için ısrar etmek.
13. Arkadaşınıza kişisel bir not iletmek için Facebook duvarını kullanmak.
14. Takma bir adın arkasına gizlenip Twitter’da, Facebook’ta, Friendfeed’de kavga etmek, şiddet kusmak.
15. Toplu mail gönderirken kişilerin mail adreslerini gizlememek.
16. Toplumsal bir tartışma yaratmak amacı taşımayan e-postalarda sadece göndereni yanıtlamak yerine toplu cevap vermek.
17. “Bu e postayı hemen on kişiye gönderirsen dileğin gerçekleşecek, göndermezsen lanetleneceksin.” kıvamında e-postalar yollamak.
18. Savunduğu politik görüşü destekleyen bir e posta alınca bunun doğru olup olmadığını hiç araştırmadan ilgili ilgisiz herkese göndermek.
19. Gelen her e-postayı oluşturduğunuz bir arkadaş listesine, hiçbir filtre kullanmadan iletmek, bu davranışı da sosyalleşme zannetmek.
Ben şu sıralar yaşanan dönüşümün hızına baktığımda geleceği kestirmede temkini elden bırakmamak gerektiğini düşünüyorum. Büyük ölçüde yanılıyor olabiliriz. Yine de bu tür çalışmaları yapmak bizlerin sorumluluğu. Ekleyeceklerim şöyle:
- Görgüsüzlük lafı biraz ağır kaçsa da yukarıdaki maddelerle genelde hemfikirim. Öte yandan, bizlerin de biraz yumuşayacağını ve özellikle toplantılarda bir ara yol bulunacağını tahmin ediyorum. Çok uzatmadıkları ve toplantı gündemini dağıtmadıkları sürece katılımcıların “connected” hali, acil e-postaları yanıtlamaları filan normal karşılanacak sanırım.
- Toplantı kurallarının nerelere gideceği konusunda tereddütlerim olsa da sürelerin kısalacağından eminim.
- “Connected” hayat çok farklı teknolojiler ve kurallarla hiç düşünmediğimiz yerlere gidebilir. Vücuda eklemlenen alıcı-verici cihazlar, yepyeni filtreleme sistemleri gibi.
- Hukuk bu alanda büyük bir gelişme gösterecek kuşkusuz. İzinli pazarlama konusu önemli bir ihtisas alanı olabilir mesela.
- Yeni normları oluşturmada inisiyatif göstermeliyiz ancak bu hızlı dönüşümde temkini de elden bırakmamakta fayda var. Ne olur ne olmaz. Güç doğuya kaydıkça doğunun ahlaki değerleri baskın olmaya başlayabilir mesela.