Evren’in Dokusu Mekan olarak algıladığımız şey aslında bir “doku”. Kainatın sonsuz bir boşluk değil de her santimetrekübünün dolu ve sürekli büyüyen bir doku olduğunu, içindeki kütlelerin bu dokuyu gerdiğini, uzayı eğdiğini ve kütle çekim gücünün de bu yokuş aşağı gitme vaziyeti olduğunu, yani evrenin yamuk ve iki nokta arasındaki en
İş hayatına girdiğim 1985 yılından bu yana yedi günden uzun bir tatil yapmadım. Açıkçası son zamanlara kadar ihtiyaç da duymadım. Ancak bu sene yorgunluktan mı yaştan mı bilemiyorum, “aşağısı kurtarmaz” düşüncesiyle (ne zamandır) iki haftalık bir tatil tezgahı peşindeyim. Siz bunları okurken muhtemelen dönmüş olacağım. Müşterilerime “dinlenmiş bir zihin sonuçta
Marketing Türkiye’nin Haziran sayısında benimle yapılan ropörtajda ülkemizdeki markalaşma çabaları hakkında karamsar bir tablo çizdim. Tesadüfen o günlerde TRT2’de yapılan bir mülakatta Bahar Korçan’ın da tespitimi desteklediğini gördüm. Bahar Hanım, hazır giyim sektöründe oldukça ciddi çaba sarfedip tam umduğunu bulamayan bir profesyonel olarak benden de karamsar bir tablo çiziyor ve
Mühendis kökenli bir pazarlamacının (ben oluyorum) temel fizik formüllerinden ilham alıp ürettiği özlü sözlerdir. Güncel bir mesaj kaygısı taşımamaktadır. Formül Özlü Söz Sürat (Speed) = Alınan mesafe/süre (metre/saniye = m/sn) Süratli olman, bir mesafeyi iyice bir sürede gittiğini gösterir. Bir “yönün” ve “ağırlığın” olduğu anlamına gelmez Hız [vektörü]
Markaların geleceğini teknik anlamda yıllardır sorguluyorum. Bir süredir bunun sektörlerin, ekonomilerin ve de giderek dünyanın geleceğiyle olan bağlantısı daha ilginç bir konu haline geldi, ona kafa yoruyorum. Kimilerince söylendiği gibi eğer kapitalist sistem bir tıkanmaya doğru gidiyorsa bundan öncelikle markalar ve marka iletişimi etkilenecek..Yani soru buysa; bize giren-çıkan var. Karmaşık
Yarı yarıya İngilizce konuşulan bir sektörde yıllardır olabildiğince Türkçe konuşmaya ve yazmaya çalışırım. 1991 yılında bu dergide çıkan ilk yazımın başlığı “Bir insan ilişkileri uzmanı; Marka Yöneticisi” idi. Marka Yönetimi, Değer Önerisi gibi terimler artık daha sık kullanılıyorsa bunda payım vardır. 1997 yılında Marka Yönetimi Terimleri Sözlüğü yazdım. Küçük bi
Adam İsviçreli. Steril görünüşlü. Biraz tanıyınca ahlaki değerlerinin gelişmiş olduğunu anlıyorsunuz. Kibarlıkta rakipsizler ve de yıllardır millet olarak etliye sütlüye bulaşmadan yaşıyorlar. Kimseyle husumetleri yok. Orduları olmadığı halde “İsviçre Ordu Çakısı” ile meşhurlar. Vatikan’ı da sembolik olarak İsviçre askerleri koruyor. “Fakir İsviçreli olmaz” deniyor. Yıllarca dünyanın kirli paraları İsviçre’de aklandı.
Hikaye bu ya, değişik ülkelerden öğrencilerin olduğu bir sınıfta çocuklar babalarının ne iş yaptığını tartışmaktadır. Öğrencilerden biri babasının “plastik işinde” olduğunu söyler. Bu cevap sınıftaki diğer öğrenciler tarafından nasıl algılanır? Tabiyet Algı Katma Değer $/kg Somali Çöplerden plastik şişe vb malzeme topluyor 0.1 Lübnan Plastikleri toplayanlardan alıp hurda işleme fabrikalarına
Dünyayı tüketmeye hızla devam ediyoruz. Küresel ısınmanın yol açacağı kalıcı hasar için geri dönülmez noktayı kimi bilim adamlarına göre geçtik, kimilerine göre az kaldı. Kimileri de görmezden geliyor. Küresel ısınmanın muhtemel vahim sonuçlarından biri de, aslında Sibirya ile aynı enlemde olup binyıllardır “Gulfstream” sayesinde ılıman bir iklimin keyfini süren İngiltere’nin,
Bu yazıda beni yıllardır rahatsız eden, zaman zaman değişik yerlerde görüşlerimi ifade ettiğim, kendimce güçlü argümanlar öne sürüp neredeyse hiç bir karşıt görüş almadığım ama geçen yıllar boyunca da sanırım tek bir kişiyi dahi ikna edemediğim enteresan konuyu bir kez daha açmak istedim. Güncel bir tartışmaya bağlı olmadan*, bir ikna