Son günlerde evden katıldığım birçok toplantıda ve izlediğim programlarda konuşmacılar, uzmanlar Türkiye için kabaca iki senaryo yazdılar; Birincisi iyimser senaryo ki Mayıs ayından sonra vaka sayısında gerileme ve sonbaharda görece normalleşme öngörüyor. Diğeri ise sonbaharda ikinci çıkış ve 2021’e sarkan bir pandemi. Daha birçok ara senaryo var ve hepsinin mimarlarının
Azerbaycan’ın Başkenti Bakü’de düzenlenen Satış 2017 Forumu’nda Güven Borça Azerbaycan’dan dünya markası çıkarmak için neler yapılması gerektiğini anlattı.
Dünyaya Meydan Okumak Türkiye’nin dünyada oyun kuran, yöneten ülkelerden biri olmasını çok isterim. Bunun olabileceğine de inanırım. Neticesinde dünyanın merkezindeyiz ve yüzyıllar boyunca bölgeye hükmetmiş bir neslin torunlarıyız. Ancak bu işler o kadar da kolay değil. Otuz sene enflasyon ve devalüasyonlar altında yaşadıktan sonra son on beş yılda yaşanan istikrar
Soru şu; Ülkemize gelen turistlere, dönerken yanında alıp götürebileceği ne veriyoruz? Sorunun gerekçesi de şöyle; Turist, kategorik olarak alışveriş yapmaya meyillidir. Özellikle de dönüş yolunda. Freeshop’ların böyle yoğun olmasının tek nedeni fiyat avantajı değil, onunla birleşen tüketici psikolojisidir. Üstüne, elde kalan yerel paraları bitirme gibi bir ek motivasyon da vardır.
Ellilerde sanayileşmeye başlayan ülkemiz altmışların sonunda ilk marka/iletişim projeleriyle tanışmış ve reklamcılık sektörünün temelleri atılmıştır. Türkiye reklamcılık endüstrisinin duayeni Eli Acıman’ın kurduğu ve evrensel standartlarda hizmet veren ilk ajansımız Manajans’dır. Ondan önce yapılanlar yarı amatör ve ağırlıkla bireysel çabalardır. Reklam, PR, araştırma sektörlerinin hızlı gelişimi ise küreselleşme ve rekabetin arttığı
Burada ironik başlıklar atıp durmamın sebebi biraz ezber bozmak. Çünkü geleneksel yurdum yatırımcısının başkasından gördüklerini taklit etme dışında fazla bir oyun alanı, hayal gücü yoktur. Öte yandan, memleketin her yanında inovasyon yarışmaları, startup destekleri, yeni girişimlere teşvikler veriliyor ancak onlar da belirli alanlarda. Teknolojinin, dijital dünyanın geldiği ve gideceği yeri
Bu Topraklardan Dünya Markası Çıkar mı? adlı kitabım yayınlanalı 15 sene oldu. Dünyada eşi benzeri olmayan Turquality marka destek programı da aynı dönemde tasarlandı ve ben o sıralar iyice beklentiyi yükselttim. Sonrasında çalıştık, yazdık, çizdik, konuştuk… Ve safça bir umut ile gelişmeleri izledik durduk. Peki iş nereye geldi? THY global
Moda endüstrisinin öncelikli hedef kitlesi kadınlar olagelmiştir. Erkeklerin etek, kaftan giydiği eski dönemleri bilmem ama son elli senede kadın giyimi sürekli değişirken erkek giyimi görece aynı kaldı. Kravat merkezli resmi giyimde gömlek, ceket ve pantolonlarda paçalar ve yakalar bi daraldı bi genişledi ama esas itibariyle dedelerimizle aynı şeyleri giydik durduk.
Ağırlıkla gıda-kozmetik işleriyle uğraşan bir pazarlamacı olarak beni aşan yönleri olabilir ama yine de yerli otomobil projesi konusunda aklıma gelenleri söylemeden duramadım. Aslında konuyla ilgili birkaç deneyimim de olmadı değil. On sene kadar önce Uzel için çalıştık. Yıllardır Massey Ferguson traktörlerinin üretimini yapan ve pazarda ciddi bir payı olan şirket
Bu yıl da fındık fiyatları açıklanınca tartışmalar alevlendi, üstüne yürüyüşler, kavgalar filan oldu. Yadırgamadık çünkü fiyat düşse de çıksa de çıksa sıkıntı bizde. Fındık ülkemiz için çok önemli çünkü dünya üretiminin %70’ini biz yapıyoruz. Ayrıca fındık, herkesin damak tadına hitap eden evrensel lezzette bir ürün. Yani dünya insanlarını ayran içmeye,