Orada neler oluyor? 06.02
Kişisel Değerlendirme

Uzan Grubu Konserleri

1……10
İlgi toplar 9
Mesajı iletir 8
Hedef izleyiciye uyar 10
Zevkle izlenir      8
İnandırıcıdır      5
Markayı güçlendirir 7

Cem Uzan memleketi dolaşıp halk konserleri düzenliyor, stadyumları hınca hınç doldurup politik nutuklar atıyor. Öte yandan Uzan Grubu reklamları, en çok hatırlanan reklamlar listesinde Coca Cola ve Akbank’ın önünde beşinci sırada yer alıyor (Media Cat Adrank-Haziran 2002). Acaba neler oluyor, yapılanlar ne anlama geliyor? İletişim adına irdelenmesi gereken bir vaka olduğunu düşünüyorum. Görüntü 46.yıl kutlaması ama daha yuvarlak bir sayı olan 45’de birşey  yapılmamış olması esas amacın farklı olduğunu söylüyor.

Öncelikle şunu belirtmek isterim; Uzan Grubu için iş ve iletişim dünyamızda yapılan yorumlar, kendilerine duyulan antipatiye paralel olarak son derece yüzeysel kalıyor. İyi-kötü ayrımı zihinlerde bu kadar net olarak ortaya konunca ötesini düşünmek, derin analizler yapmak zorlaşıyor. Kimse kafa yormuyor. Kimi övüyor, kimi sövüyor.

Uzan Grubu’nu iyi etüt etmek gerekir. İş yapma biçimlerini (haklı nedenlerle) beğenmesek de çimento, enerji ve bankacılık gibi karlı, medya ve GSM gibi etkin ve geleceği olan sektörlerde var olmaları, haklarında onca şey söylense de ciddi bir mahkumiyetleri, batan şirketleri ve el konulan bankaları olmaması bu çabayı gerekçelendiriyor. Ve yine beğenin-beğenmeyin, Ali Taran da ciddiye alınması gereken bir iletişimcidir ve son yapılanlarda onun parmağı olduğuna hiç şüphe yok.

Ürüne yönelik tek şey söylemeyen ve ünlülerin oynadığı Telsim reklamlarını zamanında  “parasıyla PR” olarak adlandırmıştım. Çünkü grubun malum nedenlerle klasik PR, ya da stratejik kurumsal iletişim çalışması yürütmesi olanaksızdı, farklı bir şeyler yapmalıydı. Bu yüzden Telsim halka, sevdiği insanların onlarla olduğu mesajı verip imaj parlatıyordu. Bu çabalarla Telsim bir çıkışa geçmeye başladı ama düzelen Telsim iletişiminde Uzan adının sorun yarattığı, geride kaldığı net bir şekilde ortaya çıkmış olmalı ki kurumsal marka da yeniden lanse edildi. Logo değiştirildi, grup reklamı yapıldı. Berke barajı açılışı vesilesiyle aile üyeleri toplum önüne çıktılar. Kapalı kapılar ardında işler beceren karanlık işadamı imajı  yerini “normal insanlara” bıraktı. Burada takınılan politik tavır kamuoyundaki “Uzan” gündemini bir anda saptırdı ve yaratılan olumlu havayla ilk konserin başarısı diğerlerinin yolunu açtı.

Biz beyaz Türklerin samimi bulmayarak dalga geçtiği il konserleri bakın neleri başarıyor:

  • “Bırak aracıyı, söyleyeceğin bir şeyler varsa topla insanları doğrudan söyle” diyerek iletişimin mecra öncesi temellerine geri dönüyor, mesajları net bir şekilde ulaştırıyor.
  • İnsanları bir araya toplamak ve iknayı kuvvetlendirmek için sevilen sanatçıları kullanıyor. Türkiye’nin ilk özel TV kanalı olarak elde her türlü kaynak var zaten.
  • Politik bir sorumluluk taşımamanın verdiği rahatlıkla en can yakıcı politik konularda olabilecek “en popülist” söylem benimsenerek gündem saptırılıyor ve sessiz yığınların sempatisi kazanılıyor.
  • Milliyetçi duyguları kuvvetli, parasız ama geleceğin müreffeh Türkiye’sinin dinamosu olacak gençlere yönelinerek (Pepsi-yeni nesil kampanyası gibi) ileride ders kitaplarına girecek bir vaka olarak, hedef kitle netleştiriliyor.
  • Başarılı organizasyon içinde, kimse sahnede uzun kalıp insanları sıkmıyor. Dinamik bir havada izleyenler gerçekten eğleniyor ki 21.yy iletişiminin önemli kurallarından biri de bu.
  • Ayrıca yeni siyasi şantajlar için de zemin hazırlıyor.

İşte size Türkiye’nin en yaratıcı ve en etkin kurumsal iletişim projesi. Attığı nutuklara bakıp da Cem Uzan’ın siyasete gireceğini düşünenler var. Ben buna hiç ihtimal vermiyorum. Hem gerek yok, hem de bu program Uzan imajını “çok negatif”ten “nötr” e yakın bir noktaya çeker, “pozitif”e değil. İnsanlar İbo’yu dinlemeye geliyorlar ve Uzan Grubu’nu da eskisinden daha olumlu değerlendiriyorlar. “Düşün peşime” demek o kadar kolay değil ve zaten amaçlanmıyor.

Yorumlar
Bütün Yorumlar.
Yorumlar